Bahriye ÜÇOK'u 32. Ölüm Yıldönümünde Anıyoruz

06.10.2022


Atatürkçü Düşünce'nin ve Cumhuriyetimizin yılmaz savunucularından, Çağdaş Türk Kadın Yaşamının öncülerinden, inancı akıl ve bilimle temellendirenlerden Doç. Dr. Bahriye ÜÇOK'u katledilişinin 32. Yılında acı ve üzüntüyle anıyor, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Bahriye ÜÇOK, Türkiye'nin ilk kadın ilahiyatçılarından birisi olarak, öncelikle İslam Dinini Kur'an temelinde açıklayıp yorumlayan bir bilim kadınıdır. Özellikle de kadınların dinsel hurafelerle kuşatılıp köleleştirilmesine karşı yaptığı yorumlar, Türkiye'de kadınların özgürlük mücadelesine değerli katkılar sağlamıştır. Bahriye ÜÇOK, 'Benim hayatım bir mücadele. Ben mücadele içinde insanlığımı ve varlığımı hissediyorum' demiştir. Bahriye ÜÇOK öğretmenlik yaptığı kürsüde, milletvekilliği yaptığı parlamentoda, evinde, yaşamında, her yerde 'aydınlanmanın kadını' olmuştur. Onun kitapları ve kitle iletişim araçlarında katıldığı aydınlatıcı programlarda söyledikleri işbirlikçi gerici çevreleri rahatsız etmiştir. Bu işbirlikçi gerici çevreler, Bahriye ÜÇOK'u tehdit ederek susturmaya girişmişlerdir. Bundan sonuç alamayacaklarını gördüklerinde de bir kitap içine yerleştirilen bombayı kargo ile göndererek 6 Ekim 1990 günü evinin önünde katletmişlerdir. Katilleri yakalanmış, cezalandırılmış görünse de, onun gibi akıl, bilim, bağımsızlık, özgürlük, çağdaşlık ve laik cumhuriyet savunuculuğuna düşmanlık günümüzde hala sürmektedir.


Bahriye Üçok'un söylediği gibi; "... büyük şehirlerimizde ve kasabalarımızda kadınların bugün, bilim, bürokrasi, teknokrasi, öğretim, eğitim, ticaret ve ekonomi alanlarında yüklenmiş oldukları rollere bakarak kendimizi aldatmayalım. Bugün bile Türkiyemizin kadınlarının büyük bir bölümü Cumhuriyetle gelen devrimlerin kendilerine tanımış olduğu haklardan habersizdirler; hatta İslamiyetin vermiş olduğu haklardan da habersizdirler. "


Bizler 2022 Türkiye' sinde, Bahriye ÜÇOK gibi cumhuriyet aydınlanmasını temsil eden değerlerimizi her zamankinden daha fazla arıyor, özlüyoruz. Çünkü bugün akıl ve bilim izleyiciliği, özgür yurttaşlık, ulusal birlik, laik cumhuriyet, toplumsal eşitlik değerleri daha büyük ve yakın tehlike altındadır.


Bahriye ÜÇOK Bilim insanı ve siyasetçi olarak hep laiklik mücadelesine önderlik yapmıştır. Laiklik, siyasal, toplumsal, hukuksal, ekonomik, düşünsel ve bilimsel tüm yapıların ve etkinliklerin dinsel ideolojilerden ve etkilerden arındırılmasıdır. Dinin yeri vicdanlardadır. Devlet, yalnızca inançların, özel alanda özgürce yaşanmasının olanaklarını sağlamakla sorumludur. Laiklikten uzaklaşan bir toplum, bilimden, aydınlanmadan, çağdan kopar ve ayrışır. Laiklik birleştiricidir. Laiklikten geriye gidiş, kadınlar için yaşamsal bir tehlikedir. İktidarın İstanbul Sözleşmesi'ni fesihi bu nedenle kadınlarımızı ayağa kaldırmıştır. Bundandır ki, kadınlarımız için hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması için mücadelemiz kararlılıkla devam edecek, Cumhuriyet Halk Partimizin iktidarında tekrar yürürlüğe girecektir. Kadınlarımız, yaşam hakları başta olmak üzere tüm kadınların insan haklarının laik bir toplumda sağlanacağı inancındadır. Bu nedenle kadınlarımız, Bahriye ÜÇOK'un yaşamını feda ederek sürdürdüğü mücadelenin sahipleridir.


Herşeye rağmen bu aydınlığa ve Atatürk mucizesine sahip olan bizler için, mücadele bitmeyecek. Cumhuriyet kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Bahriye ÜÇOK'un mücadelesini unutmayan ve örnek alan Atatürkçü kadınlar olarak bizler, bu gerici gidişi durduracağız.


Gelecek seçimlerde, halkın iktidarında, örgütlü kadın mücadelemizle, Bahriye ÜÇOK'un özlemlerini yaşama geçirecek, kadınlarımızla aydınlık bir Türkiye'de aydınlık yarınlara yürüyeceğiz.

Sevgi ve Saygıyla

NİLÜFER DEVECİ

CHP Kadın Kolları Antalya İl Başkanı